Çocuğun Eğitiminde Dijital Çağın Getirdiği Avantaj ve Dezavantajlar
Günümüzde eski yıllara nazaran daha iyi kamu güvenliği ve fiziksel yahut zihinsel sağlık desteği sayesinde modern çocukların yaşamları açıkça iyileşti. Pek çok çocuk, yürümeye veya konuşmaya başlamadan önce akıllı telefonlara ve dijital dünyanın sunduğu sınırsız fırsatlara erişebiliyor. Bununla beraber 21. yüzyıl çocuklarının daha fazla stres ve endişe taşıyor olduğuna dair veriler bulunuyor. Dijital çağa ayak uydurmak, tüm avantajlarıyla beraber çocukları okul bahçesinden evlerine kadar takip eden siber zorbalık gibi yeni riskler getiriyor.
Dijital çağda ebeveyn olmak, ebeveynlerin giderek artan bir şekilde çocuklarını korumasını ve onların eğitiminde aktif bir rol oynamasını beraberinde getirmektedir. Yeni teknolojiler çocukların kendilerini ifade etmelerini, bilgi aramalarını ve sosyalleşmelerini olumlu yönde etkiler. Bununla beraber ihtiyaç duyulduğunda yardım, sadece bir telefon görüşmesi veya WhatsApp mesajı olabilir. Bahsettiğimiz bilinçli ebeveynlerin alacağı bir dizi önlemle teknoloji, modern çocuklar için daha iyi sağlık hizmetleri, kamu güvenliği, fiziksel ve zihinsel sağlıkları için destek sunar.
Dijital çağ kavramı, aynı zamanda 21.yüzyılda ebeveynlere yeni davranış biçimleri, çocuklara da yeni stres etkenleri yaratmıştır. Çocuklar, onları olası zararlardan korumak için çocuklarının üzerinde gezinen aşırı korumacı ebeveynleri tarafından giderek istek ve arzularını yapmaya zorlanıyor. Potansiyel olarak çevrimiçi güvenlik ile alakalı endişeleri arttıran bir konu da ebeveynlerin çocuklarının görüntülerini sosyal medyada paylaşmasıdır.
Masum ve olağan bir davranış olarak görünse de bu görüntülerin ulaşacağı kitleleri değerlendirmek hem ebeveynler hem de çocuklar açısından risk olarak kabul ediliyor. Duygusal düzeyde, çocukların artan beklentileri ve her zamankinden daha rekabetçi bir eğitim ortamında başarılı olma baskısı da daha fazla stres ve endişe barındırmalarına sebebiyet veriyor.
Fiziksel düzeyde rapor edilen eğitimde dijitalleşme ile gelen dezavantajlardan biri, çocukların daha az uyku süresi geçirmeleridir. Bununla birlikte çocuk obezitesi küresel boyutta artmakta ve beraberinde bir dizi potansiyel fiziksel, sosyal ve psikolojik zorluk getirmektedir. Çocuklar, bilgisayar ekranının önünde zaman geçirmek için dışarıda koşmak gibi “eski moda” etkinliklere daha az zaman harcamaktadır.
Ayrıca ebeveynlerin çocuklarıyla bağlantıda kalmasına yardımcı olan teknolojiler, çocuklar kendi cihazlarına sahip olduklarında onların davranışlarını izlemeyi de zorlaştırıyor. Ve dijital dünyanın her yerde hazır ve nazır doğası, siber zorbalık gibi yeni siber risklerin onları okul bahçesinden evlerine kadar takip etmesi ve boş zamanlarına sızması anlamına geliyor.
Dijital çağın getirdiği eğitim anlayışı, pozitif birçok durumu da beraberinde getirmiştir. Eğitim, toplumlarımızla birlikte gelişmeli ve büyümeli, sorunlara tepki vermek yerine değişimi öngörmelidir. Dijital çağ da tam anlamıyla bunu başarma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir. Çocuklara farklı bakış açıları, pratik çözüm yolları arama yöntemleri işleyerek akılcılığın ön planda olmasını sağlar. İster yeni beceriler edinmek ister uzak ve yakın arkadaşlar ve aile ile bağlantı kurmak olsun, İnternet çocukların hayatında merkezi bir rol oynar.
Çevrimiçi bilgi ve hizmetlere erişim o kadar önemli hale geldi ki birçok ulusal hükümet, İnternet erişimini resmi olarak bir insan hakkı olarak tanıdı. Dünya genelinde çocukların çoğu, internete bağlı ve giderek artan miktarda çevrimiçi zaman geçirir hale geldi. Öğrenciler son yıllarda bildirilen verilere göre ortalama olarak tipik bir hafta içi gününde okul dışında neredeyse iki buçuk saat ve tipik bir hafta sonu üç saatten fazla çevrimiçi olarak geçirdiler.
İnternette bilgi aramak, bulmak, anlamak, kaynakları doğrulamak ve değerlendirmek için bilgi navigasyon becerileri hayati durumdadır. Eğitimde dijital dönüşümün hedefleri ile büyüyen çocuklar bu becerileri 6 yaşından önce kazanmışlardır. Çocukların dijital becerileri, dijital deneyimlerinin niceliğinden ve kalitesinden etkilenir. Teknolojiye erişim artık çoğu ülkede genel olarak yaygınlaşmış olsa da teknolojinin nasıl kullanıldığı ciddi bir endişe kaynağıdır.
Teknolojik açıdan dezavantajlı öğrenciler ayrıca teknoloji kaynaklarından, kitlesel açık çevrimiçi kurslardan, finansal hizmetler veya iş arama platformlarından nasıl yararlanacaklarının farkında olmayabilir veya çevrimiçi fırsatları çevrimdışı fırsatlara dönüştürmek için gereken beceri, motivasyon ve katılımdan yoksun olabilir. Bu noktada devreye giren eğitimde dijital çağ unsuru, toplumda tüm çocukların hayatına bilinçli bir şekilde entegre edildiğinde endişe ve dezavantajları yok edebilecek güce sahiptir.
Detaylı Bilgi için Bilişim School